Türkiye NATO Ülkeleri Arasında Sağlık ve Eğitim Harcamalarında Sonuncu: Alarm Zilleri Çalıyor!

Türkiye, NATO ülkeleri içinde eğitim ve sağlık harcamalarına en az bütçe ayıran ülke konumunda. Bu durum, uzman doktor eksikliğinden, gerektiği gibi hizmet veremeyen okullara ve kalabalık sınıflara kadar pek çok temel kamu hizmetinde önemli sorunların yaşanmasına neden oluyor.

Türkiye NATO Ülkeleri Arasında Sağlık ve Eğitim Harcamalarında Sonuncu: Alarm Zilleri Çalıyor!

BERFU KARGI

NATO üyesi ülkelerin savunma, sağlık ve eğitim konusundaki harcama verileri, Türkiye'nin bu alanlara ayırdığı bütçenin oldukça düşük seviyede kaldığını ortaya koydu. Visual Capitalist tarafından yayımlanan grafikler, Türkiye’nin, NATO ülkeleri arasında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranına göre sağlık ve eğitim hizmetlerine en az kamu kaynağı tahsis eden ülke olduğunu gösteriyor.

2022-2023 verileri incelendiğinde, Türkiye GSYH'sinin yalnızca %3,7'sini sağlık hizmetlerine, %2,6'sını ise eğitim hizmetlerine ayırmakta. Bu rakamlar, NATO'nun ortalama standartlarının oldukça gerisinde kalıyor. Mevcut durumu karşılaştıracak olursak, diğer üye ülkelerin çoğu sağlık hizmetlerine %7 ila %12, eğitim hizmetlerine ise %4 ila %6 oranında bütçe ayırmaktadır. Türkiye'nin komşuları arasında yer alan Yunanistan, sağlığa %8,5 ve eğitime %4,4 oranında bütçe aktarırken; Almanya bu alanda %11,8’lik sağlık ve %4,7’lik eğitim harcaması yapıyor.

Bütçe dağılımındaki bu durum, sağlık hizmetlerinde karşılaşılan yapısal sorunların da temel nedenlerinden birini oluşturuyor. Son yıllarda artan doktor göçü, uzman doktor eksikliği, kamu tarafında boş kalan pozisyonlar ve randevu sistemindeki yığılmalar, sağlık sistemindeki başlıca sıkıntılar arasında yer almakta. MR, tomografi, ultrason gibi tetkikler için çoğu kamu hastanesinde hastalar, haftalar hatta aylar sonrasına randevu alabiliyor. Radyoloji ve pediatri gibi alanlarda kamu hastanelerinde uzman hekim eksikliği, hasta yönlendirilmesi ve tedavi süreçlerini olumsuz yönde etkiliyor.

f5sa5f5ff.jpg

PISA SONUÇLARI EĞİTİMDEKİ SIKINTILARI ORTAYA KOYDU

Eğitim alanındaki durum da benzer bir tablo sergiliyor. Eğitime ayrılan kamu kaynaklarının düşük olması, aileleri çocuklarını özel okullara yönlendirmeye mecbur bırakıyor. Devlet okullarındaki artan sınıf mevcudu, öğretmen eksiklikleri ve altyapı sorunları, eğitimdeki fırsat eşitliğini zedelemekte. Okulların temel temizlik hizmetlerini dahi yerine getirememesi, durumu daha da kritik hale getiriyor. Uluslararası öğrenci başarı sıralamalarından biri olan PISA testinde Türkiye’nin yakın geçmişteki sıralaması da bu resmi doğruluyor. 2022 PISA sonuçlarına göre, Türkiye, 37 OECD üyesi arasında matematikte 32’nci, fen bilimlerinde 29’uncu, okuma becerilerinde ise 30’uncu sırayı almış durumda.

Tüm bu veriler, Türkiye'de sosyal hizmetlerin kalitesinin ve erişilebilirliğinin artırılması adına daha fazla kaynağa ihtiyaç olduğunu gösteriyor. GSYH’nin büyüdüğü bir dönemde bile eğitim ve sağlık alanlarına ayırılan bütçenin düşük olması, uzun vadeli kalkınma ve toplumsal refah hedefleri açısından tehlike arz eden bir durum olarak değerlendiriliyor.