İsrail Savaşın Eşiğinde: Füzeye Dönüşen Meyve Suyu ve Tanka Dönüşen Süt!

İsrail medyasında yayımlanan "Yerli Üretim" reklamı, portakal suyunu füzeye, sütü tanka dönüştürerek savaş ekonomisini yüceltiyor. Gazze'deki sivil kayıpların yaşandığı bu dönemdeki kampanya, ülkenin savaşla olan ilişkisini net bir şekilde yansıtıyor.

İsrail Savaşın Eşiğinde: Füzeye Dönüşen Meyve Suyu ve Tanka Dönüşen Süt!

İsrail Sanayiciler Birliği tarafından hazırlanan ve GreyContent ajansı tarafından hayata geçirilen yeni reklam filmi, halk arasında tartışmaların devam etmesine neden oluyor. "Totzeret Ha'aretz" (Yerli Üretim) ismiyle başlatılan kampanyada, İsrail’in tüketim malları savaş araçlarıyla yan yana getirilerek, savaşın gündelik yaşamın bir parçası haline getirildiği görülüyor.

Kamuoyuna "milli metafor" sunmayı amaçlayan bu reklam, aslında başka bir gerçeği gün yüzüne çıkarıyor: İsrail, savaşsız bir kimlik yaratmakta güçlük çekiyor ve sivillerin hayatı pahasına yükselen bir savaş sanayisine bel bağladığı bir durumu yansıtıyor.

PORTAKAL SUYU, FÜZE DÖNÜŞÜRSE...

Reklamın başlangıç sahnelerinde bir kadın, portakal suyu içerken görüntüleniyor. Ardından sahneler hızla değişiyor: süpermarket raflarındaki yerel ürünler, askeri teknolojilerle yer değiştiriyor. Portakal suyu füzeye, peynir Merkava tankına, şampuan ise insansız hava araçlarına dönüşüyor. Kamera, "Made in Israel" etiketi taşıyan askeri araçlara odaklanıyor.

Sonunda ekranı şu ifade kaplıyor:

“Yerli üretim; güvenlik, özgürlük ve umuttur.”

SAVAŞ ENDÜSTRİSİNİN ROMANTİKLEŞTİRİLMESİ

İsrail’in binlerce sivilin can verdiği Gazze saldırılarından, Lübnan ve Yemen’e kadar uzanan askeri eylemlerinin gölgesinde hazırlanan bu reklam, savaşın yalnızca cephede değil, mutfakta da sürdürüldüğünü vurguluyor.

Bir ülkenin reklam ajanslarının, televizyon istasyonlarının ve tüketim kültürünün savaşa dayalı bir iletişim diline entegre olduğu nadir örneklerden biri olan bu kampanya, sivillerin cepheye atılmış durumda kalmasının nasıl normalleştirildiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

“GÜÇLÜ ÜRETİM, GÜÇLÜ İSRAİL”: KİMİN ÜZERİNE?

Reklamın sonunda coşkulu bir ses, şu cümleyle kampanyayı sonlandırıyor:

“Yüreğimiz gururla dolup taşıyor, zira yerli üretim güvenlik, özgürlük ve umut demektir. Güçlü üretim, güçlü İsrail.”

Bununla birlikte bu “güçlü İsrail” imajı, Gazze’de hedef alınan hastanelerin, enkazdan çıkarılan çocuk bedenlerinin, açlıkla mücadele eden milyonların ve Filistinli ailelerin yıkıntı haline gelen yaşamlarının üzerine inşa edilmiş durumda.

Bu reklam filmi, sadece bir tanıtım kampanyasından öte; İsrail toplumunun militarize olan gündelik yaşamının, savaşla harmanlanmış ulusal kimliğinin ve tüketimin bile militarize edildiği bir zihniyetin yansımasıdır.

ELEŞTİRELER ARTIYOR

İnsan hakları örgütleri ve bazı İsrailli akademisyenler, bu reklamı “savaş ekonomisinin romantikleştirilmesi” olarak değerlendirerek sert eleştirilerde bulundular. Gazze, Lübnan, Yemen ve Suriye’ye yönelik saldırıların devam ettiği bir ortamda, bu tür propagandaların halkı daha fazla şiddete alıştırmak dışında bir amaca hizmet etmediği konusunda uyarıyorlar.

İsrail’in “füzeye dönüşen portakal suyu” hayalini gerçekleştirmek için ödeyeceği bedel ise oldukça açık: Filistin halkının yaşamı. Bu bedelin ödenmesi esnasında, uluslararası kamuoyunun bu militarist anlatıyı normalleştirmemesi her zamankinden daha kritik hale geliyor.