Hatimoğulları'ndan CHP'li Belediyelere Sert Tepki! Demokrasi ve Seçimler Tehlikede!
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, grup toplantısında PKK'nın silah bırakma açıklamasını yineleyerek CHP'li belediyelere yönelik operasyonları eleştirdi. "Barış umutlarını sarsıyorsunuz" diyen Hatimoğulları, iktidarın muhalefeti hedef alan uygulamalarının sosyal barışı tehdit ettiğini vurguladı. "Bu gidişle ne demokrasi kalır ne de seçim" şeklinde konuştu.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı açıklamalarda, yaklaşan silah bırakma töreni öncesinde iktidara "somut adımlar" atılması gerektiğini vurguladı. CHP'li belediyelere yönelik yapılan gözaltılara karşı çıkan Hatimoğulları, bu uygulamaların barış ortamını olumsuz etkilediğini belirtti.
12 ŞEHİT İÇİN BAŞSAĞLIĞI
Hatimoğulları, "Milli Savunma Bakanlığı'nın açıklamasına göre bir mağarada metan gazından etkilenen 12 askerimi kaybettiğimizi duyduğumuz için oldukça üzgünüz. Bu acı günü yaşayan ailelere ve sevdiklerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Yaralananlara da acil şifalar dileriz. Toplumsal barış ve demokratik çözümü geliştirmek, varoluş hakkını güvence altına almak için en önemli hedefimizdir. Barış sürecinin başarılı bir şekilde yürütülmesi, yitirdiğimiz on binlerce gencin önünde taşıdığımız tarihi bir sorumluluktur. Kerpiç evlere cenazelerin gitmesini engellemek için mücadele etmeye devam edeceğiz" diyerek konuşmasına başladı.
Hatimoğulları'nın konuşmasından dikkat çeken noktalar:
"Bugün, büyük bir katliamın yıl dönümünü yaşıyoruz. Tam 7 yıl önce Çorlu Tren Faciası ile sarsıldık. Ne yazık ki yine cezasızlık politikaları devreye girdi ve adalet sağlanamadı. Yitirdiğimiz canları rahmetle anıyorum.
IŞİD'in gerçekleştirdiği saldırılar sonucu Suruç'ta 33 sosyalist genç hayatını kaybetmişti. Suruç anması, Türkiye'nin önemli gündem maddelerinden biri ve buraya gelen ailelere teşekkür ediyorum. Suruç'u asla unutmayacağız ve unutturmayacağız."
'YANGIN BÖLGELERİ AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİ'
Ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Bu duruma sebep olan ihmallerin sorumlusu kim? Cudi'den İzmir'e, Bursa'dan Hatay'a kadar ormanlarımız yanarken, bakan "elektrik hatları" diyor. Peki bu hatları kim özelleştirdi? Ve bu özelleştirmeyi yapan sizler neden denetleme yapmadınız? Milletvekillerimiz sayısız soru önergesi verdi; ama hiçbiri yanıtlanmadı. Sizin sorumsuzluğunuz yüzünden ormanlarımızı kaybettik ve hiçbir şey yapmadınız. İktidara çağrımız net; yangın bölgeleri derhal afet bölgesi olarak ilan edilmelidir. Yangınların önlenmesi için etkili afet programları hayata geçirilmelidir. Doğa ve bunun içindeki tüm canlılarla birlikte, ağaçlarımıza, havamıza, suyumuza sahip çıkmayı sürdüreceğiz.
Kürt meselesinde demokratik bir çözüm arayışı vurgusu yaparak sorunun hukuki ve yasal bir çerçevede çözülmesi için Meclis'i harekete geçmeye davet ettiniz. Siyasetin görevi ise bu taleplere kulak vermek olmalıdır. Barış, kadınların hakları üzerindeki saldırıların sona ermesini ifade ederken, kadın cinayetlerinin önlenmesi anlamına da gelir. Barış, kadınların özgür ve eşit bir yaşam sürmesiyle mümkün olacaktır. Bu nedenle, kadınların sesinin bu süreçte dışlanmaması gerekir. Bugün barışı tartışıyorsak, bu doğrultuda ağır bedeller ödemiş olan Cumartesi Anneleri'nin, Barış Anneleri'nin ve kadın hareketinin katkısı büyüktür.
CHP'li BELEDİYELERE YAPILAN OPERASYONLARA TEPKİ
Muhalefete yönelik tasfiye çabaları, belediyeleri hedef alma ve medyaya baskılar devam ediyor. Bu durum, ekonomiyi daha da zayıflatıyor ve toplumsal fay hatlarını derinleştiriyor. Siyasi operasyonlar, barış umudunu olumsuz etkiliyor. Örneğin, Adıyaman'da hala insanlar konteynerlerde yaşarken, bir çözüm bulmak yerine belediye başkanı gözaltına alındı. Barış yanlısı değerli Tunç Soyer tutuklandı. Adana, Adıyaman ve Antalya Belediye başkanları yolsuzluk iddialarıyla gözaltına alındı, ama bu sorunları çözmüyor.
Bugün hesaplaşma değil, toplumsal birlikteliği ve demokratik değerleri güçlendirme günüdür. Bu hafta Adana'nın bereketli Çukurovası'na, Antalya'nın portakal bahçelerine ve Adıyaman'ın tarihi dokusuna gözaltı ve tutuklamalarla değil, barış, demokrasi ve adaletle dolu bir gelecek taşınmalıdır.
DEM Parti olarak çağrımız, Türkiye genelinde demokratik uygulamaların hayata geçirilmesinin herkes için yaşam alanı yaratacağıdır. Bu nedenle siyasi baskılara son verilmelidir. Muhalefet belediyelerine karşı düzenlenen bu operasyonların ivedilikle durması gerekir. Şu an gözaltında bulunan ve daha önce tutuklanmış olan tüm belediye başkanları serbest bırakılmalıdır. Bunun dışında, Türkiye'nin gerçek bir seçeneği kalmamaktadır. Barış, demokrasi ve özgürlük diyorsak, bu koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir.
Biz, tüm bu konuları gündeme getirirken, aynı zamanda ülkemizde derinleşen yoksulluğu da unutmuyoruz. Türkiye'de birçok vatandaşın evinde tenceresi kaynamıyor ve mevcut iktidarın önerdiği çözümler, hiç biri bu krizle başa çıkamıyor.
SÜREÇ AÇIKLAMASI
Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Barış sürecinin toplumda karşılık bulması için çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Bu vesileyle bir kez daha 'Barış ve Demokratik Toplum Komisyonu'nun Meclis kapanmadan derhal kurulması gerektiğini belirtiliyoruz. Parlamento, barış ve demokratik toplumun yapılandırılması için elinden gelen çabayı göstermelidir.
ERDOĞAN'LA NE KONUŞULDU?
DEM Parti İmralı Heyeti, silahsızlanma ile ilgili yaşanan gelişmeleri ve bölgedeki kritik durumları Sayın Abdullah Öcalan ile görüşme sırasında değerlendirmiştir. Bu durumda, heyetimizin selam ve sevgilerini iletiyoruz.
SİLAH BIRAKMA TÖRENİ ÖNCESİ AÇIKLAMALAR
Heyetimiz, dün Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirmiştir. Bu görüşmede, sürecin geldiği aşama ve bundan sonrası için atılması gereken adımlar istişare edilmiştir. Bu tarihi günlerin talihsiz günlere dönüşmemesi önemlidir. Barış süreci için en kritik haftalardan birindeyiz. Hepimizin özlemle beklediği barış merasimi gerçekleşecek. Hepimiz bu tarihe tanıklık edeceğiz. Barışın eşiğindeyiz; bunu kalıcı hale getirmeliyiz.
Bu hafta gerçekleşecek olan silah bırakma merasimi ve sonrasında, ülkemizi gerçek anlamda barışla buluşturmak için somut adımlar atılması gerekmektedir.